to slip off
[phrase form: slip]
01
sessizce ayrılmak, gizlice kayıp gitmek
to leave a place quietly so that others may not notice one's departure
Örnekler
Not wanting to disturb the meeting, she decided to slip off without saying goodbye.
Toplantıyı rahatsız etmek istemeyerek, vedalaşmadan sessizce ayrılmaya karar verdi.
He tried to slip off the party unnoticed to avoid any awkward farewells.
Herhangi bir garip veda yaşamamak için partiden fark edilmeden sıvışmaya çalıştı.
02
çıkarmak, sıyırmak
to remove items like clothing, accessories, or objects
Örnekler
After the meeting, she quickly slipped her coat off and headed for the exit.
Toplantıdan sonra, hızlıca montunu çıkardı ve çıkışa yöneldi.
He carefully slipped the ring off his finger, planning to surprise his partner later.
Daha sonra partnerini şaşırtmayı planlayarak, yüzüğü parmağından dikkatlice çıkardı.



























