shy
Örnekler
Being shy hides his brilliant ideas.
Utangaç olmak, parlak fikirlerini gizler.
Despite her shy nature, she stepped up to lead the team.
Utangaç doğasına rağmen, takımı yönetmek için öne çıktı.
02
ürkek (hayvan)
having a nervous or timid behavior or temperament, often resulting in avoidance or retreat from human or environmental interactions
03
eksik, yetersiz
missing a small amount needed to reach a specific total or target
Örnekler
The team was shy of one player to complete the lineup.
Takımın kadroyu tamamlamak için bir oyuncusu eksikti.
Her test score was shy of passing by only a couple of points.
Test puanı, sadece birkaç puanla geçme notunun biraz altındaydı.
to shy
01
fırlatmak, atmak
to throw something at a target, often suddenly or with force
Transitive: to shy sth somewhere
Örnekler
She shied a stone across the pond, creating ripples on the water's surface.
O, göletin üzerine bir taş fırlattı, suyun yüzeyinde dalgalar oluşturdu.
In a moment of excitement, he shied his hat into the air to celebrate the victory.
Bir heyecan anında, zaferi kutlamak için şapkasını havaya fırlattı.
02
ürkmek
to startle or suddenly move away from something or someone, often due to fear, timidity, or a desire to avoid contact or attention
Intransitive
Örnekler
The deer shied at the sound of footsteps, disappearing into the forest with graceful bounds.
Geyik, ayak seslerini duyunca ürktü ve zarif sıçrayışlarla ormana doğru kayboldu.
The horse shied at the sudden movement, its ears flicking back nervously.
At, ani hareket karşısında ürktü, kulakları gergin bir şekilde geriye doğru oynadı.
Shy
01
hızlı atış, çabuk fırlatma
a quick throw
Leksikal Ağaç
shyly
shyness
shy
