Shenanigan
01
şakacıktan yaramazlık, haylazlık
naughty or troublesome behavior, such as playful pranks that can annoy, harm, or cause problems for others
Örnekler
The children were up to their usual shenanigans, hiding their parents' belongings around the house.
Çocuklar her zamanki yaramazlıkları ile meşguldü, ebeveynlerinin eşyalarını evin içinde saklıyorlardı.
The office was always filled with laughter and shenanigans on April Fool's Day as coworkers played practical jokes on each other.
Ofis, Nisan Balığı Günü'nde iş arkadaşları birbirlerine pratik şakalar yaparken her zaman kahkahalar ve şaklabanlıklarla doluydu.
02
düzenbazlık, hilekarlık
sneaky and dishonest plans or tricks, often to fool or steal from others
Örnekler
The con artist was known for his elaborate shenanigans, deceiving unsuspecting victims out of their money.
Dolandırıcı, masum kurbanları paralarından etmek için yaptığı detaylı düzenbazlıkları ile tanınıyordu.
Despite his charming demeanor, he was often involved in questionable shenanigans to get ahead in business.
Çekici tavırlarına rağmen, iş dünyasında ilerlemek için sık sık şüpheli düzenbazlıklara karışıyordu.



























