to revise
01
gözden geçirmek
to make changes to something, especially in response to new information, feedback, or a need for improvement
Transitive: to revise sth
Örnekler
After receiving feedback from the editor, she decided to revise her manuscript to improve its clarity.
Editörden geri bildirim aldıktan sonra, metninin netliğini artırmak için onu gözden geçirmeye karar verdi.
The teacher allowed students to revise their essays after the class discussion brought new perspectives to light.
Öğretmen, sınıf tartışması yeni bakış açıları ortaya çıkardıktan sonra öğrencilerin denemelerini gözden geçirmelerine izin verdi.
02
gözden geçirmek, güncellemek
to review and adjust something, particularly to modernize or enhance its quality or functionality
Dialect
British
BritishTransitive: to revise sth
Örnekler
As fashion trends change, designers often revise classic styles to appeal to contemporary tastes.
Moda trendleri değiştikçe, tasarımcılar çağdaş zevklere hitap etmek için genellikle klasik stilleri gözden geçirir.
With technology advancing rapidly, the software company frequently revises its programs to stay competitive.
Teknoloji hızla ilerlerken, yazılım şirketi rekabetçi kalmak için programlarını sık sık gözden geçirir.
03
gözden geçirmek, tekrar etmek
to go over something one has already learned to refresh one's memory, especially before an exam
DialectBritish
BritishÖrnekler
She needs to revise for her maths test tomorrow.
Yarınki matematik sınavı için gözden geçirmesi gerekiyor.
I will revise my notes before the history exam.
Tarih sınavından önce notlarımı gözden geçireceğim.
Revise
01
gözden geçirme, yeniden yazma
the act of rewriting something
Leksikal Ağaç
revised
reviser
revising
revise
