ready
rea
ˈrɛ
re
dy
di
di
British pronunciation
/ˈrɛdi/

"ready"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

ready
01

hazır, prepared to do something

physically prepared with everything we might need for a particular task or situation

up

ready definition and meaning
example
Örnekler
She had her backpack packed and was ready for the hiking trip.
Sırt çantasını hazırlamıştı ve yürüyüş gezisi için hazırdı.
After hours of practice, the athlete felt ready for the upcoming competition.
Saatlerce süren antrenmanlardan sonra, sporcu yaklaşan yarışmaya hazır hissetti.
1.1

hazır, hazırlıklı

mentally prepared for a situation or activity
example
Örnekler
The speaker took a deep breath before stepping onto the stage, feeling ready to address the large audience.
Konuşmacı sahneye çıkmadan önce derin bir nefes aldı ve büyük bir dinleyici kitlesine hitap etmek için hazır hissetti.
With a clear plan in mind, the project manager felt ready to lead the team through the complex task.
Aklında net bir planla, proje yöneticisi ekibi karmaşık görev boyunca yönlendirmek için hazır hissetti.
02

hazır, mevcut

(of especially money) immediately available
03

hazır, müsait

made suitable and available for immediate use
04

hazır, hazırlıklı

apprehending and responding with speed and sensitivity
to ready
01

hazır, pişirmek

prepare for eating by applying heat
to ready definition and meaning
02

hazırlamak, hazır etmek

make ready or suitable or equip in advance for a particular purpose or for some use, event, etc
Ready
01

hazır, hazırlık

poised for action
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store