Provender
01
erzak, yiyecek stoku
a stock or supply of foods
02
hayvan yemi
a supply of feed or fodder for livestock or other animals
Örnekler
The zookeepers carefully prepared a balanced provender mix for the animals, catering to their specific dietary needs.
Hayvanat bahçesi görevlileri, hayvanların özel beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için dengeli bir yem karışımını dikkatlice hazırladı.
The stable manager purchased high-quality provender to maintain the health of the racehorses.
Ahır yöneticisi, yarış atlarının sağlığını korumak için yüksek kaliteli yem satın aldı.



























