Pragmatist
01
uygulamacı
someone who follows a practical approach to problem-solving and is primarily concerned with the effectiveness and outcomes of their actions
Örnekler
As a pragmatist, she approached the project with a focus on practical solutions that could be implemented efficiently.
Bir pragmatist olarak, projeye verimli bir şekilde uygulanabilecek pratik çözümlere odaklanarak yaklaştı.
In negotiations, the pragmatist in the team emphasized compromise and realistic goals to achieve a mutually beneficial agreement.
Müzakerelerde, ekipteki pragmatist, karşılıklı yarar sağlayan bir anlaşmaya ulaşmak için uzlaşma ve gerçekçi hedeflerin altını çizdi.
02
pragmatist
someone who embraces a philosophical approach that prioritizes the practical consequences and real-world effectiveness of beliefs and actions over abstract or theoretical considerations
Örnekler
Embracing the tenets of philosophical pragmatism, she championed ideas that demonstrated practical utility in addressing tangible challenges.
Felsefi pragmatizm ilkelerini benimseyerek, somut zorlukları ele almakta pratik fayda gösteren fikirleri savundu.
Entrenched in the principles of pragmatism, the speaker contended that the true worth of ideas lies in their tangible impact on the complexities of the real world.
Pragmatizm ilkelerine kök salmış olan konuşmacı, fikirlerin gerçek değerinin, gerçek dünyanın karmaşıklıkları üzerindeki somut etkilerinde yattığını savundu.
Leksikal Ağaç
pragmatist
pragmat
