possessive
01
sahiplenici, kıskanç
displaying excessive attachment or control over people or things they consider their own
Örnekler
He became possessive of his girlfriend, not allowing her to spend time with her friends without him.
Kız arkadaşına karşı sahiplenic davranmaya başladı, onun kendisi olmadan arkadaşlarıyla zaman geçirmesine izin vermiyordu.
The possessive mother constantly monitored her child's activities, fearing they would get hurt.
Sahiplenici anne, çocuğunun zarar göreceğinden korkarak sürekli etkinliklerini izliyordu.
02
iyelik
(grammar) describing nouns and pronouns that indicate ownership
Örnekler
He made a mistake by adding an extra possessive apostrophe to the plural noun.
Çoğul isme fazladan bir iyelik apostrof ekleyerek bir hata yaptı.
Understanding possessive forms is essential for showing relationships and ownership in writing.
İyelik formlarını anlamak, yazıda ilişkileri ve sahipliği göstermek için esastır.
03
sahiplenici, mülkiyetçi
desirous of owning
Örnekler
She was possessive of her collection of rare coins.
The manager was possessive about his project ideas.
Possessive
01
iyelik, iyelik durumu
(grammar) the possessive case, expressing ownership
Örnekler
In English, adding 's to a noun often marks the possessive.
" The cat's toy " uses the possessive to show the toy belongs to the cat.
Leksikal Ağaç
possessively
possessiveness
possessive
possess
