peaceable
01
barışçıl
favorably inclined toward peace over aggression
Örnekler
John tries to be peaceable and usually handles disagreements calmly, but he has been known to lose his temper on occasion.
John barışçıl olmaya çalışır ve genellikle anlaşmazlıkları sakin bir şekilde ele alır, ancak ara sıra öfkesini kaybettiği bilinir.
Despite the provocations, Gandhi remained firmly committed to peaceable protest and civil disobedience.
Provokasyonlara rağmen, Gandhi, barışçıl protesto ve sivil itaatsizliğe sıkı sıkıya bağlı kaldı.
02
barışçıl, huzurlu
not disturbed by strife or turmoil or war
03
barış yanlısı
possessing a deeply rooted tranquil quality
Örnekler
Growing up in a peaceful home, Amanda developed a peaceable nature as an inherent part of her character.
Huzurlu bir evde büyüyen Amanda, karakterinin ayrılmaz bir parçası olarak barışçıl bir doğa geliştirdi.
Mary possessed an inherently peaceable soul. No matter the turmoil around her, an inner sense of tranquility came naturally.
Mary doğası gereği barışçıl bir ruha sahipti. Etrafındaki karmaşa ne olursa olsun, içsel bir huzur duygusu ona doğal olarak geliyordu.
Leksikal Ağaç
peaceableness
peaceably
unpeaceable
peaceable
peace



























