paradigmatic
pa
ˌpæ
pe
ra
re
dig
dɪg
dig
ma
ˈmæ
me
tic
tɪk
tik
British pronunciation
/pˌaɹədɪɡmˈatɪk/

"paradigmatic"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

paradigmatic
01

paradigmatik, örnek teşkil eden

serving as a typical example of a particular concept, pattern, or standard
example
Örnekler
Silicon Valley is a paradigmatic example of a tech-driven economy.
Silikon Vadisi, teknoloji odaklı bir ekonominin paradigmatik bir örneğidir.
Her career path is paradigmatic of successful entrepreneurship in the digital age.
Kariyer yolu, dijital çağda başarılı girişimciliğin paradigmatik bir örneğidir.
02

paradigmatik, paradigmatik ilişki ile ilgili

relating to the relationship between words that can substitute for each other in a sentence due to their shared grammatical properties or roles
example
Örnekler
" He runs fast " allows for paradigmatic substitution with " walks slowly " to create " He walks slowly. "
« O hızlı koşar », « yavaş yürür » ile paradigmatik bir değiştirmeye izin vererek « O yavaş yürür » cümlesini oluşturur.
" They ate dinner " permits paradigmatic interchangeability with " prepared breakfast " to yield " They prepared breakfast. "
« Akşam yemeği yediler », « kahvaltı hazırladılar » ile paradigmatik bir değiş tokuşa izin vererek « Onlar kahvaltı hazırladılar » sonucunu verir.
03

paradigmatik, bir ikame sınıfının üyeleri ile ilgili

related as members of a substitution class
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store