automatic
01
otomatik
(of devices or processes) being or working with little or no human involvement
Örnekler
The garage door has an automatic opener, so you can open it with just the push of a button.
Garaj kapısının otomatik bir açıcısı var, bu yüzden sadece bir düğmeye basarak açabilirsiniz.
The washing machine has an automatic cycle that starts and stops on its own, making laundry chores easier.
Çamaşır makinesinin kendi kendine başlayıp duran bir otomatik döngüsü vardır, bu da çamaşır işlerini kolaylaştırır.
02
otomatik, mekanik
resembling the unthinking functioning of a machine
03
otomatik, istemsiz
without volition or conscious control
Automatic
01
otomatik makineli tüfek, hafif makineli tüfek
light machine gun
02
otomatik tabanca, makineli tabanca
a pistol that will keep firing until the ammunition is gone or the trigger is released
03
otomatik, otomatik vites
a vehicle that changes gears automatically without manual intervention
Örnekler
He prefers driving an automatic because it's easier in heavy traffic.
O, ağır trafikte daha kolay olduğu için otomatik bir araba kullanmayı tercih ediyor.
The rental company offered both manual and automatic options for the customers.
Kiralama şirketi, müşteriler için hem manuel hem de otomatik seçenekler sundu.
Leksikal Ağaç
semiautomatic
automatic
automat
