auroral
01
güneşin doğuşuna ait
radiant, soft, or tinged with the colors of early morning
Örnekler
The sky glowed with an auroral hue as the sun began to rise.
Güneş doğmaya başlarken gökyüzü auroral bir renk tonuyla parlıyordu.
Her painting captured the auroral stillness of early morning.
Onun resmi, sabahın erken saatlerinin auroral dinginliğini yakaladı.
02
kuzey ışıklarına ait
pertaining to or caused by natural light displays in the Earth's upper atmosphere, especially near polar regions
Örnekler
The auroral display lit up the Arctic sky in shimmering waves.
Auroral gösteri, Kuzey Kutbu gökyüzünü parıldayan dalgalarla aydınlattı.
Scientists studied the auroral patterns caused by solar winds.
Bilim insanları, güneş rüzgarlarının neden olduğu auroral desenleri inceledi.



























