accelerated
01
hızlandırılmış, hızlı
moving or progressing at a faster rate than usual
Örnekler
The accelerated pace of the course allowed students to complete it in half the time.
Kursun hızlandırılmış temposu, öğrencilerin yarı zamanda tamamlamasına olanak sağladı.
The company experienced accelerated growth after implementing new marketing strategies.
Şirket, yeni pazarlama stratejilerini uyguladıktan sonra hızlandırılmış bir büyüme yaşadı.
Leksikal Ağaç
accelerated
accelerate
acceler



























