Athletics
01
spor
the sport of competing in track and field events, including running races and various competitions in jumping and throwing
Örnekler
She trained all winter to qualify for the national athletics championships in the 400‑meter dash.
O, 400 metre koşusunda ulusal atletizm şampiyonalarına katılmaya hak kazanmak için tüm kış boyunca antrenman yaptı.
The athletics program at the college fields teams for sprints, hurdles, long jump, and shot put.
Üniversitenin atletizm programı, sürat koşuları, engelli koşular, uzun atlama ve gülle atma için takımlar kurar.
02
atletizm, sporlar
physical sports and games of any kind, involving organized or informal activities that require skill, exertion, and often rules or competition
Örnekler
The university supports a wide range of athletics, from club soccer to varsity swimming.
Üniversite, kulüp futbolundan üniversite yüzmesine kadar geniş bir atletizm yelpazesini destekler.
Parents encouraged their children to try different athletics so they could find a sport they loved.
Ebeveynler, çocuklarının sevdikleri bir sporu bulabilmeleri için farklı atletizmler denemelerini teşvik etti.
Leksikal Ağaç
athletics
athlete
