misleading
01
yanıltıcı
intended to give a wrong idea or make one believe something that is untrue
Örnekler
The advertisement contained misleading information about the effectiveness of the weight loss product.
Reklam, kilo verme ürününün etkinliği hakkında yanıltıcı bilgiler içeriyordu.
She was wary of websites that used misleading headlines to attract clicks.
O, tıklamaları çekmek için yanıltıcı başlıklar kullanan web sitelerinden şüpheliydi.
Leksikal Ağaç
misleadingly
misleading
leading
lead



























