mercifully
01
merhametle, şefkatle
in a way that shows mercy, compassion, or forgiveness
Örnekler
The judge mercifully reduced the prison sentence after hearing the full story.
Hakim, tüm hikayeyi duyduktan sonra merhametle hapis cezasını azalttı.
He mercifully ended the animal's suffering.
O, hayvanın acısına merhametle son verdi.
02
şükürler olsun ki, ne şans ki
in a fortunate or thankfully welcomed way
Örnekler
Mercifully, the storm passed without causing serious damage.
Neyse ki, fırtına ciddi hasara neden olmadan geçti.
The meeting was mercifully short and to the point.
Toplantı şükürler olsun ki kısa ve öz oldu.
Leksikal Ağaç
unmercifully
mercifully
merciful
mercy
