Magic
01
sihirbazlık
the art of performing tricks and illusions that defy natural laws, creating a sense of wonder and astonishment in those unwary of the tricks
Örnekler
He studied magic for years before performing his first trick on stage.
Sahnede ilk numarasını yapmadan önce yıllarca sihir üzerine çalıştı.
The magician 's performance was filled with magic that left the audience in awe.
Sihirbazın performansı, seyircileri hayrete düşüren büyü ile doluydu.
02
büyü
the use of supernatural or mystical powers to achieve something beyond the capabilities of ordinary human beings
magic
01
büyülü
describing or practicing special abilities or powers
Örnekler
She possessed magic powers that allowed her to heal wounds instantly.
Onun yaraları anında iyileştirmesini sağlayan büyülü güçleri vardı.
The ancient artifact was said to have magic abilities to control the weather.
Antik eserin hava durumunu kontrol etmek için büyülü yeteneklere sahip olduğu söyleniyordu.
02
büyüleyici, sihirli
used to describe something that is exceptionally impressive, exciting, or wonderful, often giving a sense of joy, amazement, or delight
Örnekler
The concert was absolutely magic, with the crowd singing along in perfect harmony.
Konser kesinlikle büyüleyiciydi, kalabalık mükemmel bir uyumla birlikte şarkı söylüyordu.
Their vacation to the mountains was a magic experience, full of breathtaking views and peaceful moments.
Dağlara yaptıkları tatil, nefes kesici manzaralar ve huzurlu anlarla dolu büyüleyici bir deneyimdi.
Leksikal Ağaç
magical
magic
