Letter box
01
mektup kutusu, posta kutusu
a small opening in a door or wall through which mail is delivered to a building
Dialect
British
British
Örnekler
I always look forward to checking the letter box for surprise mail.
Sürpriz posta için mektup kutusunu kontrol etmeyi her zaman dört gözle beklerim.
The mail carrier slipped the letters through the letter box with a swift motion.
Postacı, mektupları hızlı bir hareketle mektup kutusundan içeri kaydırdı.
02
mektup kutusu, posta kutusu
a box usually found near someone's home, where postal workers drop off mail for the recipient to collect
DialectBritish
British
Örnekler
Tom checked the letter box daily, eagerly awaiting news from his family abroad.
Tom her gün mektup kutusunu kontrol eder, yurtdışındaki ailesinden haber beklerdi.
Emily found a small package in the letter box, surprised by the unexpected delivery.
Emily, beklenmedik teslimat karşısında şaşırarak, posta kutusunda küçük bir paket buldu.
03
posta kutusu, mektup kutusu
a box available to the public, with a slot where mail can be put for pickup by postal workers
DialectBritish
BritishÖrnekler
Sarah walked to the corner to post her letter in the nearest letter box.
Sarah, mektubunu en yakındaki mektup kutusuna atmak için köşeye yürüdü.
John noticed that the letter box was overflowing with mail, indicating that the postman had n't collected it yet.
John, posta kutusunun postayla taştığını fark etti, bu da postacının henüz toplamadığını gösteriyordu.
04
posta kutusu, mektup kutusu
a numbered compartment in a post office where mail is put to be called for
