least
01
en az
to the lowest extent
Örnekler
The best ideas often come to you when you least expect them.
En iyi fikirler genellikle en az beklediğiniz zaman aklınıza gelir.
Jack and I had contributed the least.
Jack ve ben en az katkıda bulunmuştuk.
least
01
en az
used to suggest that something is smallest in amount or number
Örnekler
I chose the job that required the least travel.
En az seyahat gerektiren işi seçtim.
I 'll go for the dish with the least amount of spice.
En az baharat içeren yemeği tercih edeceğim.
least
01
en az, en küçük şey
used to refer to something that is of the smallest degree, amount, or significance
Örnekler
Helping out is the least I can do to show my appreciation.
Yardım etmek, minnettarlığımı göstermek için yapabileceğim en az şey.
The apology is the least you could offer after what happened.
Özür, olanlardan sonra sunabileceğiniz en az şeydir.
