Ladle
01
kepçe
a type of large spoon with a long handle and a deep bowl, particularly used for serving liquid food
Örnekler
She used a ladle to serve the soup into bowls.
Çorbayı kaselere servis etmek için bir kepçe kullandı.
The ladle made it easy to pour the stew without spilling.
Kepçe, yemeği dökmeden servis etmeyi kolaylaştırdı.
to ladle
01
kepçeyle koymak
to serve or transfer a liquid or food using a ladle
Örnekler
She ladles the sauce onto the pasta, ensuring each strand is coated evenly.
O, her bir telin eşit şekilde kaplandığından emin olarak sosu makarnanın üzerine kepçe ile döker.
The chef ladled the stew into bowls, filling them to the brim with hearty chunks of meat and vegetables.
Şef, güveci kepçe ile kaselere doldurdu, onları bolca et ve sebze parçalarıyla ağzına kadar doldurdu.
