to knock over
[phrase form: knock]
01
devirmek, düşürmek
to cause something or someone to fall
Örnekler
I 've knocked over a few glasses of water while clumsily setting the table.
Masayı beceriksizce hazırlarken birkaç bardak suyu devirdim.
The playful dog knocked over the child while chasing after a ball.
Oyunbaz köpek, bir topun peşinden koşarken çocuğu devirdi.
02
devirmek, çarpmak
to collide with a person using a vehicle, resulting in injury or death
Örnekler
I 've heard of several cases where cyclists have been knocked over by cars, leading to serious accidents.
Bisikletlilerin arabalar tarafından devrildiği ve ciddi kazalara yol açan birkaç vakayı duydum.
The reckless driver knocked the pedestrian over while speeding down the street.
Dikkatsiz sürücü, cadde boyunca hız yaparken yayayı devirdi.
03
soymak, yağmalamak
to steal from a person or business, often with violence or the threat of violence
Örnekler
The masked robbers are knocking over the convenience store at gunpoint.
Maskeli soyguncular, silah zoruyla marketi soyuyor.
The gang knocked over the bank and made off with millions of dollars in cash.
Çete bankayı soydu ve nakit olarak milyonlarca dolar ile kaçtı.
