Jumper
01
geniş elbise
a dress with no sleeves or collar that is worn over other garments
Dialect
American
American
Örnekler
She wore a denim jumper over a striped long-sleeve shirt for a casual look.
Rahat bir görünüm için çizgili uzun kollu bir gömleğin üzerine bir jumper denim giydi.
The red jumper she bought was perfect for layering over different blouses.
Aldığı kırmızı kazak, farklı bluzların üzerine katlamak için mükemmeldi.
02
kazak
a woven wool garment, covering the torso, with no zipper or buttons
Dialect
British
British
03
sıçrayarak şut atan oyuncu, zıplayarak atış yapan oyuncu
(basketball) a player releases the basketball at the high point of a jump
04
ceket, iş gömleği
a loose jacket or blouse worn by workmen
05
köprü, jumper
a small connector used to make temporary electrical connections
06
tulum, şortlu tulum
a coverall worn by children
07
atlayıcı
an athlete who competes at jumping
08
atlayıcı, sıçrayıcı
a person who jumps, especially in a physical activity or sport
Örnekler
The high jumper cleared the bar with perfect technique.
Yüksek atlayıcı, mükemmel teknikle çıtayı aştı.
The long jumper trained for months to improve his distance.
Uzun atlamacı, mesafesini artırmak için aylarca antrenman yaptı.
Leksikal Ağaç
jumper
jump
