in order
01
düzenli
arranged correctly or in the proper condition
Örnekler
She made sure all the files were in order before the meeting.
Toplantıdan önce tüm dosyaların düzenli olduğundan emin oldu.
His passport was in order for international travel.
Pasaportu uluslararası seyahat için uygundu.
02
uygun, geçerli
following the rules of formal debate or meeting conduct
Örnekler
The objection was overruled because it was not in order.
İtiraz reddedildi çünkü usule uygun değildi.
The motion to dismiss is in order at this stage of the trial
Davanın bu aşamasında reddetme önergesi uygundur.
