front runner
/fɹˈʌntɹˈʌnɚ/
/fɹˈʌntɹˈʌnə/
front-runnerfrontrunnerFront runner
01
favori
a person or thing that is ahead of others in a race or other competitive situation
Idiom
Informal
Örnekler
The candidate who is leading in the polls is considered the front runner in the upcoming election.
Anketlerde önde olan aday, yaklaşan seçimlerde öncü olarak kabul edilir.
The company that has the highest sales figures is the front-runner in the market.
En yüksek satış rakamlarına sahip olan şirket, pazarda öncü durumdadır.
02
lider, öncü
an athlete or horse that excels when maintaining the lead position in a race
Örnekler
The race favored front runners due to the clear weather conditions.
Yarış, açık hava koşulları nedeniyle öncü koşucuları avantajlı kıldı.
The coach advised him to be a front runner and start strong.
Koç ona bir öncü olmasını ve güçlü başlamasını tavsiye etti.
