forever and a day
/fɚɹˈɛvɚɹ ænd ɐ dˈeɪ/
/fəɹˈɛvəɹ and ɐ dˈeɪ/
forever and a day
01
sonsuza kadar ve bir gün daha, ebediyen ve bir gün
for an infinitely long period of time, often used to emphasize an enduring or unending duration
Örnekler
I ’ll love you forever and a day, no matter what happens.
Ne olursa olsun seni sonsuza kadar ve bir gün daha seveceğim.
She promised to stay by his side forever and a day, through every challenge they faced.
O, karşılaştıkları her zorlukta yanında sonsuza dek ve bir gün daha kalacağına söz verdi.
02
sonsuza dek ve bir gün daha, bir ömür boyu
for an extremely long time, often longer than expected or imaginable
Örnekler
The wait for the concert tickets felt like it lasted forever and a day.
Konser biletlerini beklemek sonsuzluk ve bir gün kadar uzun sürdü.
I ’ve been searching for that book forever and a day and still have n’t found it!
O kitabı çok uzun zamandır arıyorum ve hâlâ bulamadım!
