Aberration
01
anormallik
something that is different from what is expected and normal
Örnekler
The warm winter was seen as an aberration in the region's climate.
Ilık kış, bölgenin ikliminde bir sapma olarak görüldü.
His calm reaction was an aberration from his usual fiery temper.
Sakin tepkisi, alışılmış ateşli mizacından bir sapmaydı.
02
aberasyon, optik bozulma
any distortion of an image due to imperfections in optical elements
Örnekler
Chromatic aberration in the camera lens showed up as colored fringes around high-contrast edges.
Kamera lensindeki kromatik aberasyon, yüksek kontrastlı kenarların etrafında renkli saçaklar olarak ortaya çıktı.
The telescope suffered from spherical aberration, so distant stars appeared surrounded by fuzzy halos.
Teleskop küresel aberasyondan muzdaripti, bu yüzden uzak yıldızlar bulanık hâlelerle çevrili görünüyordu.
03
zihinsel sapma, akıl sapması
a deviation of the mind from its normal functioning
Örnekler
The psychiatrist described his compulsive rituals as a temporary mental aberration.
Psikiyatrist, zorunlu ritüellerini geçici bir zihinsel sapma olarak tanımladı.
Witnesses spoke of paranoid aberrations in the patient's behavior before treatment.
Tanıklar, tedaviden önce hastanın davranışında paranoyak sapmalardan bahsetti.
Leksikal Ağaç
aberration
aberrate
aberr



























