Derision
01
aşağılayıcı gülümseme
laughing at someone or something in a mean way
Örnekler
He heard derision from the back when he could n't answer the question.
Soruyu cevaplayamadığında arkadan alay duydu.
She shared her idea, but only got derision from the group.
Fikrini paylaştı, ancak gruptan sadece alay aldı.
02
alay
mockery expressed through words or actions in a biting or sarcastic manner
Örnekler
His comments, full of derision, hurt the feelings of many in the room.
Onun, alay dolu yorumları, odadaki birçok kişinin duygularını incitti.
The film was not a sincere tribute but a piece of derision, mocking the original's intent.
Film samimi bir saygı duruşu değil, orijinalinin niyetini alay eden bir alay parçasıydı.
Leksikal Ağaç
derision
deris
