to compensate
01
bedelini ödemek
to give something, particularly money, to make up for the difficulty, pain, damage, etc. that someone has suffered
Transitive: to compensate sb | to compensate sb for damage or difficulty
Örnekler
Insurance companies often compensate policyholders for property damage or loss.
Sigorta şirketleri, genellikle poliçe sahiplerini mülk hasarı veya kaybı için tazmin eder.
As a gesture of goodwill, the airline offered to compensate passengers for the inconvenience caused by the delayed flight.
İyi niyet göstergesi olarak, havayolu şirketi geciken uçuşun neden olduğu rahatsızlık için yolcuları tazmin etmeyi teklif etti.
02
telafi etmek, tazmin etmek
to make up for losses or deficiencies by providing something of equal value or benefit
Transitive: to compensate for a loss or deficiency
Örnekler
The company compensated for the delay in delivery by offering a discount to customers.
Şirket, teslimat gecikmesini müşterilere indirim sunarak telafi etti.
The organization sought additional sources of revenue to compensate for reduced funding.
Organizasyon, azalan fonları telafi etmek için ek gelir kaynakları aradı.
03
bedelini ödemek
to pay someone for the work they have done
Transitive: to compensate sb for work or service | to compensate sb
Örnekler
The company compensates its employees with competitive salaries and benefits packages.
Şirket, çalışanlarını rekabetçi maaşlar ve avantaj paketleri ile ödüllendirir.
The law mandates that employers must compensate workers for overtime hours worked beyond the standard 40-hour workweek.
Kanun, işverenlerin standart 40 saatlik çalışma haftasının ötesinde çalışılan fazla mesai saatleri için işçileri tazmin etmesini zorunlu kılar.
04
telafi etmek, dengelemek
to offset or make amends for something undesirable by applying an opposing force or effect
Transitive: to compensate for an undesirable situation
Örnekler
The company increased employee benefits to compensate for the lack of salary raises.
Şirket, maaş artışlarının eksikliğini telafi etmek için çalışanların yararlarını artırdı.
The cooling system in the car compensates for the engine's heat during long drives.
Arabanın soğutma sistemi, uzun sürüşler sırasında motorun ısısını telafi eder.
Leksikal Ağaç
compensated
compensation
overcompensate
compensate
