cavalier
ca
ˈkæ
ke
va
ve
lier
lir
lir
British pronunciation
/kˌævɐlˈi‍ə/

"cavalier"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Cavalier
01

şövalye, centilmen

a refined gentleman who is courteous, gallant, and attentive, especially toward women
example
Örnekler
The young cavalier bowed gracefully before the queen.
Genç şövalye kraliçenin önünde zarifçe eğildi.
He behaved like a true cavalier, offering his seat to the lady.
Gerçek bir centilmen gibi davrandı, yerini hanımefendiye teklif ederek.
02

kralcı süvari, Kral I. Charles'ın destekçisi

a member of the royalist faction who supported King Charles I during the English Civil War
example
Örnekler
The cavaliers fought to defend the divine right of kings.
Süvariler, kralların ilahi hakkını savunmak için savaştı.
Cavaliers were often contrasted with the more austere Roundheads.
Cavaliers genellikle daha sade olan Roundheads ile karşılaştırılırdı.
cavalier
01

kayıtsız, umursamaz

showing an arrogant or dismissive attitude, often by treating serious matters lightly
example
Örnekler
His cavalier attitude toward deadlines frustrated the team.
Zamanlamalara karşı kayıtsız tutumu ekibi hayal kırıklığına uğrattı.
She grew angry at his cavalier disregard for her feelings.
O, onun duygularına karşı kayıtsız tutumuna öfkelendi.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store