once in a lifetime
01
hayatta bir kere
used for referring to a very special opportunity that most likely will not be offered more than once to someone
Idiom
Örnekler
They experience moments that happen only once in a lifetime.
He feels that this chance only comes once in a lifetime.
once-in-a-lifetime
01
bir ömür boyu bir kez yaşanacak, eşsiz
extremely rare or unique and is not likely to be repeated or experienced again in one's lifetime
Örnekler
Being able to attend the Olympics in person is a once-in-a-lifetime opportunity for most people.
Olimpiyatlara şahsen katılabilmek, çoğu insan için bir ömürde bir kez karşılaşılabilecek bir fırsattır.
Being part of the Commonwealth Games has been a once in a lifetime experience.
Commonwealth Oyunları'nın bir parçası olmak bir ömür boyu bir kez yaşanacak bir deneyim oldu.
