in stitches
01
gülmekten kırılmak
(of laughter) in a very intense and uncontrollable manner
Örnekler
The comedian 's witty performance had the entire audience in stitches, with laughter filling the room.
Komediyenin zekice performansı tüm seyirciyi kahkahalara boğdu, odada kahkaha sesleri yankılandı.
When Sarah shared her funny travel stories, her friends were in stitches, unable to stop laughing.
Sarah komik seyahat hikayelerini paylaştığında, arkadaşları kahkahalara boğulmuştu, gülmeyi bırakamıyorlardı.



























