to go over to
[phrase form: go]
01
katılmak
to change one's allegiance or beliefs and switch to a different side, opinion, habit, or position
Örnekler
After hearing the arguments, she decided to go over to the opposing side of the debate.
Argümanları duyduktan sonra, tartışmanın karşı tarafına geçmeye karar verdi.
After years of loyalty to one brand, many customers have gone over to the competitor's products.
Bir markaya yıllarca sadık kaldıktan sonra, birçok müşteri rakip ürünlere geçti.
02
geçmek, aktarmak
(in broadcasting) to transition to a different individual or location to present the next segment of a program, news report, or live event
Örnekler
Now, let's go over to our correspondent on the scene for live updates.
Şimdi, canlı güncellemeler için sahada bulunan muhabirimizle bağlantıyı aktarıyoruz.
We 'll go over to our weather expert for the latest forecast in a moment.
Bir an için son tahminler için hava durumu uzmanımıza geçeceğiz.
