Ara
to sort
01
sıralamak
to organize items by putting them into different groups based on their characteristics or other criteria
Transitive: to sort various items
Example
She sorted the laundry into different piles based on color and fabric type before washing them.
Yıkamadan önce çamaşırları renk ve kumaş türüne göre sıraladı.
The librarian frequently sorts returned books back onto the shelves.
Kütüphaneci sık sık iade edilen kitapları raflara sıralar.
02
sıralamak, düzenlemek
to examine a group of items one by one to classify them or choose the appropriate ones
Intransitive: to sort through a set of items
Example
She sorted through the applications to find the most qualified candidates.
Başvuruları sıralayarak en nitelikli adayları buldu.
They sorted through the old photographs, deciding which ones to keep and which to discard.
Eski fotoğrafları sıralayıp, hangilerini saklayacaklarına ve hangilerini atacaklarına karar verdiler.
Sort
01
tür
a category or group of things that share similar characteristics or properties
Example
They sell all sorts of fruits at the market, including exotic ones.
Pazar da her türlü meyve, egzotik olanlar dahil, satılıyor.
This sort of music is perfect for relaxing on a quiet evening.
Bu tür müzik, sakin bir akşamı geçirebilmek için mükemmeldir.
02
bir tür, bir çeşit
an approximate definition or example
03
tür, tip
a person of a particular character or nature
04
sıralama, tanımlama
an operation that segregates items into groups according to a specified criterion
