Ara
more
01
daha fazla
used to refer to a number, amount, or degree that is bigger or larger
Example
They 've promised to donate more food to the shelter.
Onlar, barınağa daha fazla yiyecek bağışlayacaklarına söz verdiler.
We ca n't accept more applicants for the job.
İş için daha fazla başvuru kabul edemiyoruz.
more
01
daha çok, daha fazla
used to indicate a greater extent or degree of a particular quality
Example
I need to study more carefully for the next test.
Bir sonraki sınav için daha dikkatli çalışmam gerekiyor.
She looks more beautiful in the blue dress.
Mavi elbiseyle daha güzel görünüyor.
02
daha, daha fazla
to a higher degree or extent
Example
She laughed more as the comedian's jokes got funnier.
Komedyenin şakaları daha komik hale geldikçe o daha fazla güldü.
He enjoys hiking more in the fall when the weather is cooler.
Sonbaharda hava daha serin olduğunda doğa yürüyüşünü daha çok seviyor.
more
01
çoğu
used to refer to things or people in greater numbers, degrees, or amounts
Example
We need more to finish the project on time.
Projeyi zamanında bitirmek için daha fazla ihtiyacımız var.
I ca n't believe you ate all the cake!
Tüm pastayı yediğine inanamıyorum! Daha fazlasını istiyordum.
